30 Aralık 2012 Pazar

Hazreti Mevlana Celaleddin Rumi


Hazreti Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi’nin Belh şehrinde doğmuştur.
Mevlâna’nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında “Bilginlerin Sultânı” ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahâeddin Veled’tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin’in kızı Mümine Hatun’dur.


Sultânü’I-Ulemâ 1212 veya 1213 yılllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh’den ayrılır, ilk olarak Nişadura uğrar,Nişadurda tanınmış bir mutasavvıf olan Ferîdüddin Attar ile karşılaşırlar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar’ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.
Sultânü’I Ulemâ Nişabur’dan Bağdat’a daha sonra Kâ’be’ye hareket eder. Hac farîzasını yerine getiren Sultânü’I Ulemâ dönüşte Şam’a oradan Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, ve sonrada bugünkü Karamana Larende’ye gelir. 1222 yılında Karaman’a gelen Sultânül’ Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kalırlar.

Bu yıllarda Konya Selçuklu egemenliğinin başkenti idi, Konya şehri büyük ilim adamları ve sanatkarlar ile doluydu,Devletin hükümdarı Alaeddin Keykubat idi ve Sultânü’I-Ulemâ Bahaeddin Veled’i Konya’ya davet etti. 


Sultânü’l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya’da vefat etti. Sultânü’I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna’nın çevresinde toplandılar. Mevlâna’yı babasının tek varisi olarak gördüler. O dönemde Mevlana büyük bir ilim ve din bilgini olmuştu , İplikçi Medresesi’nde vaazlar veren Mevlana’yı dinlemeye gelenler medreseyi doldurup taşırıyordu.


Yaşamını “Hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 pazar günü Hakk’ın rahmetine kavuştu. Mevlâna’nın cenaze namazını vasiyeti üzerine Sadrettin Konevi kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevi çok sevdiği Mevlâna’yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine Mevlâna’nın cenaze namazını Kadı Siraceddin kıldırdı.


Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah’ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen “Şeb-i Arûs” diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder